Benden Size Anime Önerileri / Yeni Klasör



Geçen yıl bir arkadaşımla 'animeler' hakkında sohbet ederken kendim hakkında bir şeyler fark ettim. Bir an kendimi "Aman Allah'ım, ben anime izleyen bir bireyim" diye fısıldarken buldum. -kelimesi kelimesine böyle denediğimi siz de benim kadar iyi biliyorsunuz ama buna yakın bir şeydi.-

 Bu itiraf beni oldukça şaşırttı çünkü yıllarca kendimi 'arada sırada anime izleyen, anime kültüründen bihaber bir genç' olarak tanımlıyordum...

 Bugün size bu fark edişten sonra anime önerisi isteyen arkadaşlarıma yaptığım gibi tavsiyelerde bulunacağım.

Castlevania

Bu blogun dizi tarafı kadar oyun tarafını da okuyorsanız muhtemelen  Castlevania oyun serisinden haberdarsınızdır zira dizisi anime dünyasında pek bilinmese de oyun serisi 1986 yılından bu yana bizlerle ve oyun dünyasında hakkı sayılır bir görünürlüğe sahip.

 Tüm bu görünürlüğe rağmen bu yazı oyundan bağımsız olacak çünkü oyunu ben de oynamadım.
Her ne kadar fantastik bir temada gelişse de anime; toplum, kilise baskısı, toplumsal tabakalaşma gibi konulara da az veya çok değiniyor. Artık görmekten sıkıldığımız fantastik karakterlerin çoğu en azından şimdilik yok, bu çerçevede devam ederse zamanla anime dünyasında da tanınmaya başlayacaktır.

Detaylı, gerçekçi çizimleri olan anime çizgisel unsurlar açısından benim favorilerim arasına girebilir, animasyonlar, karakterlerin resmedilişi oldukça başarılı.

Sosyal mecralarda İngilizce seslendirmesi konusundaki üstüne pek çok negatif yorum çekmiş olsa da ben bu yazıyı hazırlarken şöyle tekrar bir baktım,ilk izleyişimde olduğu gibi yine seslendirmelerinde olumsuz bir yön sezmedim.

Anime oldukça kısa hatta tek oturuşta bitireceğiniz türden. 20 dakikalık 4 bölüm ile ilk sezonunu sonlandıran anime, bence en az 2 günde sindire sindire bitirilmeli...

Şunu da belirtmeliyim ki seri şimdilik ufacık bir başlangıç yapıyor. Söylenene göre içinde bulunduğumuz 2018 yazında yeni sezonu Netflix'de yerini alacak. Fazla heveslenmeyin, konu anime olunca yeni sezon beklemek adettir.

Aggretsuko

 Aggretsuko her biri ayrı ayrı biricik, daha önce görmediğim karakterleriyle gönlümü çeldi.

 Kızıl pandamız Retsuko iş hayatında, günlük yaşamında sık sık problemlerle karşılaşan bir beyaz yakalı. Problemlerini unutmak -veya bastırmak- içinse kendince bir yönteme sahip. Elbette bu yöntemi tanıtımın büyüsünü bozmamak adına sizinle paylaşmayacağım ama korkunuz olmasın zira animeye başladığınız takdirde çok kısa süre içinde öğreneceksiniz.

 Aggretsuko çok fazla değişimin olmadığı, benim de yazarken sık sık "Acaba tekrara düşen bir anime mi?" Diye düşündüğüm bir seri. Etraflıca düşünüldüğünde bu bir problem değil çünkü Aggretsuko saf komedi ve şirinlik üzerine kurulu bir anime. Sonuçta unutulmamalı ki bir komedide gelişim, değişim, olay örgüsü olması ya da olmaması çok da önemli değil.

 Aggretsuko'ya dair tek büyük uyarım, önerim diziyi Japonca izlemeniz gerektiği. İngilizce seslendirmesinde ne yazık ki karakterlerin o biricikliğini hissedemedim.

Another

Another görüp görebileceğiniz en kanlı animelerden biri. Evet, böyle bir başlangıcın Another'ın diğer mükemmel yanlarına bir hakaret olduğunun farkındayım ama Another benim aklıma hep beklenmeyen sonu ve yaratıcılığın sınırlarını zorlayan vahşiliği ile geliyor.

 Animemiz korku - gizem ikilisini karamsar - gotik bir atmosferde sunuyor. Dizi boyunca hakim soru işaretleri olsa da genellikle anın temposunu çok iyi tutuyor. Ne sorulardan uzaklaşabiliyor ne de gördüklerinizin etkisinden çıkabiliyorsunuz.

 Anime izlemek konusunda yeni olan ve anime dünyasına giriş yapmak isteyen dostlarıma Another'i önermesem de  Another benim ilk izlediğim animelerdendi. Beni anime kültüründen soğuttu mu? Hayır ama Another izledikten sonra uzun süre yeni bir anime izlemedim.



One Punch Man

"Evet evet herkes izledi, herkes biliyor. Önere önere bunu mu öneriyorsun?"
Bunları söylemeden önce derin bir nefes alın ve yaklaşın çünkü anlatacaklarım var.

 Her ne kadar popüler bir anime olsa da ben uzun süre One Punch Man izlememekte direttim. Ki bu tanıtım da benim gibi direten dostlarım için ki daha fazla dik başlı davranıp böyle bir yapımı kaçırmasınlar. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir gün bir anlık bir boşluğumda kendimi One Punch Man izlerken yakaladım. Sonrasında da anime beni yakaladı ve bir daha birbirimizden ayrılamadık.


İlk izlenimim 'meehh' iken sonradan 'anime cidden çok güzel be' ye yükseldi ve sonrasında yine düşerek 'başarılı ama kusursuz değil' e sabitlendi.

 Animemizin ana karakteri Saitama'nın alışılmamış güzel bir mizahi var. Tıpkı çizimleri gibi mizahı da aynı anda hem basit hem de basit değil. Özellikle bu konuda puanım 10/10 ki zaten animemiz de mizahi yönü ile öne çıkıyor.

 Saitama'nın gücünün sınırları zorlaması Saitama'yı gördüğümüz süreyi azaltsa da eminim herkes benim gibi Saitama'yı daha çok görmek istiyor zira dizi şu sıralar One Punch Man: Genos'un yolu tadında ilerliyor.Isteğimin - isteğimizin- gerçekleşmesinin zor olduğunun farkındayım ama zaten yaratıcılık da burada devreye girmiyor mu? Saitama'nın gücünün sınırları zorladığı gibi anime ekibinin de yaratıcılık sınırlarını zorlaması gerek. 

 2018'in son çeyreğinde çıkmasını beklediğimiz ikinci sezona kadar izlememiş olan varsa -hala?- kesinlikle izlesin ki sonrasında uzun uzadıya konuşalım.



One Punch Man tanıtımı ufaktan incelenmeye kaymış olsa da benim anime önerilerim bunlardan ibaret. Sizin önerileriniz, eleştirileriniz varsa yorum bırakmayı ihmal etmeyin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

10 Adımda Daha Eğlenceli Dead Cells / Oyun Rehberleri

Tatmin Olamadım / Circle / Film Eleştirileri

Zaman Hırsızları Arasında Bir Saat Çiçeği / Momo / Film ve Kitap Eleştirileri