Tatmin Olamadım / Circle / Film Eleştirileri
Gizem, gerilim, bilinmezlik temalarının özellikle sinemada
işlenişine büyük bir sempati besliyorum. Böyle bir film izleyecek olmanın
düşüncesi bile modumu bir anda yükseltiyor, kalbimin ritminin sıklaşmasına
neden oluyor.
Bu tarz filmler
kendimi en rahat sorguladığım ve insanın, insanlığın ne hallere gelebileceğini
gözler önüne seren filmler. Eğer bir filmi izlediğimde "Böyle bir kaosun
içinde olsam ben ne yapardım" diyorsam o film bu ritimlerin, mod
yükselişlerinin sebebidir.
Bu tarz filmlere Küp serisini, Labirent serisinin ilk
filmini örnek verebilirim.
Yakın zamanda da
tıpkı bu filmler gibi bir film tükettim. Üzülerek belirtiyorum ki film
beklentilerimi yeterince karşılamadı.
Bahsettiğim film
Netflix'de rastgele karşıma çıkmış olan Circle... Film neden orada olduklarını
bilmediğimiz 50 insanın ölümcül şimşekler saçan bir kürenin etrafında
uyanmasını ve aralarındaki kişilerin, diğerlerinin seçimlerine bağlı olacak
şekilde iki dakikada bir hayatını kaybetmesini konu alıyor. Eminim siz de benim
kadar heyecanlandınız. Zira ben bu yazdığıma benzer bir tanıtım okuduktan sonra
ışık hızıyla ‘oynat’ tuşuna bastım.
Simdi açık konuşmak
gerekirse filmin sevdiğim yönleri yok değil ama hata, eksik olarak
tanımlayacağım yönleri çok daha fazla…
Öncelikle filmin
kanımca başarılı yönlerine değineyim ki az olan şeyler aradan çıksın.
Film pek çok açıdan
olması gerektiği gibi yeterince gerçekçi. 50 Kişilik kadroda fazla ünlü kimse
yok. –veya ben tanımıyorum- Bu sayede de filmin farklı dakikalarında farklı
karakterler öne çıkıyor. Bir karakter filmin başında entrikalarına başlayıp
filmin sonuna kadar hayatta kalmıyor ya da filmin yarısından sonra sesi çıkan
bir karakter filmin sonuna kadar ulaşabiliyor… Film bu yönelişiyle benden onayı
kaptı.
Kimin öleceğine
çoğunluğun seçiminin karar verdiği bir filmde, toplumda azınlık olan bireylere
yer verilmesi zaten beklenen bir şey, bu yelpazede Ateist, Eşcinsel, Müslüman,
Aşırı dindar, Irkçı gibi kimliklerin temsil edilişi de az biraz geçer not
vereceğim bir konu.
‘Başarılı’ sıfatıyla değerlendirebileceğim yönler bunlardan
ibaret.
Gelelim filmin eksik- hatalı yönlerine…
Filmde çok fazla
mantık hatası sezdim… Bu tarz bir film –gizem, gerilim- yapıyorsanız, sistemde,
işleyişte en ufak bir açık vermemelisiniz. En basitinden 1 saat 27 dakika süren
bir filmde ilk insanın uyanışı ve sistemin çözülüşü arasında 3 dakika 29 saniye
gibi çok çok kısa bir süre olmamalı.
Biraz spoiler olacak
ama –aslında tahmin edilir bir şey-
filmin belli bir yerinden sonra insanlar ciddi ittifaklar kurmaya
başlıyorlar… İttifaklar uzun süre devam ediyor ama belli bir süre sonra bir
kişinin hiçbir zaman oy kullanmadığı ortaya çıkıyor. E bu insan bu noktada
sormadan edemiyor. ‘’Biri hiç oy kullanmıyorsa o zaman ittifaklar nasıl
eşitliğe düşüyor, insanlar 7-8 kişi kalıp iki gruba ayrıldığında oy kullanmayan
birine rağmen işler nasıl dengeli işlemeye devam ediyor?’’
Şunu da eklemeliyim
ki birinin hiç oy kullanmıyor oluşu fikri müthiş bir fikir ama işlenişte
problem çıkıyor. Sanki tüm sahneler çoktan hallolmuş da sonradan biri çıkıp ‘’bir
fikrim var.’’ Demiş gibi hissettiriyor.
Az önce farklı
sınıflara değinmenin ‘başarılı’ bir karar olduğunu söylemiştim. Fikrimin arkasındayım
ama ufak bir ayrıntı dışında; Azınlığa değinip azınlığın çokluğunu öne
çıkarmak, diğer azınlıklara göre daha azınlıkta kalan oluşumlara değinmemek
beni rahatsız etti.
Bahsettiğim şeyin
açıklaması şudur ki; Filmdeki azınlıkların –ateist, eşcinsel, Müslüman, aşırı
dindar, ırkçı- her biri filmin belli bölümlerinde fikirlerini aktarıyorlar.
Düşüncelerini, temsil ettikleri kimlikleri bizzat onların ağzından
dinleyebiliyoruz. Biri hariç, Müslüman olan. Açıkçası bu benim gözüme
fazlasıyla battı. Yani az çok çözülmüş olan konulara değinirken insanların hala
önyargılı davrandığı ‘Müslümanlık’ konusuna değinmemek en basit ifadeyle
korkaklık gibi geliyor.
Yaptığım şey Müslümanlığa
karşı ekstra bir duyarlılık arayışı değil. Bu film Türkiye’de çekilseydi bu
sefer de aynı şeyi eşcinsel veya ateist kimliği için yazıyor olacaktım
muhtemelen.
Senaryoya eleştiride
bulunmayı sevmesem de şunu belirtmeliyim ki sonu çok tahmin edilirdi. Ufak
dokunuşlarla farklılık yaratılmak istense de bunlar beni pek tatmin etmedi.
Devam edecek bir seri gibi ilerleyen son devamı gelirse ne olur konusunda içimi
biraz kıpırdatmadı diyemem. Ama ufacık bir kıpırdanış…
Circle bence güzel
bir fikirle yola çıkılmış ama yolda çok fazla engelle karşılaşmış hatta belki
de kaybolunmuş bir film.
İzlenir mi? Çok
sıkılıyorsanız, belki…
IMDb puanı: 6/10
Çağlar Paksoy puanı: 3.9/ 10
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil