Ortalama Üstü / Firewood / Oyun İncelemeleri

Türk oyunlarını oynamaya bayılıyorum. Benim topraklarımdan, benimle aynı dili konuşan insanların yaptığı oyunları karşıma çıktıkları an en kısa sürede edinip oynamaya çalışıyorum. Bugün de size yakın zamanda bir oturuşta bitirdiğim bir oyundan bahsedeceğim.

Firewood, 1 Ağustos 2017 tarihinde Steam’a katılmış fakat nasıl olmuş bilmiyorum ama karşıma bir türlü çıkmamış. Birkaç hafta önce Özel Fırsatlar’da karşıma çıkması üzerine dikkatimi çekti ve hemen satın aldım.

 Yorumları az biraz inceledikten sonra oyunun kısa süreceğini anladım ve güzel sakin bir gün ayarlayıp tek oturuşta bitirme kararı aldım.

Oyunumuz piksel grafiklerle hazırlanmış; gizem, psikolojik korku, gerilim temaları ekseninde şekillenen benim ortalama üstü olarak derecelendirebileceğim bir yapım.

 Oyunun tanıtımında aynen şu ifadeler kullanılıyor:

 Oyun, geçmişiyle ilgili büyük sorunlar yaşayan ve eşini kaybetmiş yaşlı bir adamın hikâyesini anlatıyor.

 Eşinin cenazesinden sonra, ülkesinin baskıcı rejiminin ve geçmişinin dehşet verici anılarından kaçmak için şehirden çok uzakta bir kabine taşınmaya karar verir.

 Ama bir gün olaylar hiç beklenmedik bir hal alır ve kendisini karanlık bir macerada bulur.

 Aradığı kurtuluşu bulabilecek mi?

 Ekibin ilk projesi olan oyun, tamamen el çizimleriyle hazırlanmış. Piksel grafikli oyunlarda çok kötü grafikler görebiliyoruz ve genelde piksel grafikli oyunlarda grafik, görsel öğeler ikinci planda kalıyor. Firewood öyle değil, piksel grafikli oyunlar arasında belki de en iyi, en başarılı grafiklere sahip oyunlardan biri. Mekân tasarımları, renklerin kullanımı oldukça başarılı. Özellikle ışık animasyonlarına kelimenin tam anlamıyla hayran kaldım. Öyle ki genelde oyun oynarken ortamdan tamamen soyutlanırım ama Firewood’un ışık animasyonlarının başarısını unutmamak için bir deftere not etme ihtiyacı hissettim.

 Ama şunu da eklemeliyim ki görsel öğeler ne kadar iyiyse yazı işleri de o kadar kötüydü. Oyunun bazı yerlerinde mektuplara rastlıyoruz ve o mektuplar bitişik eğik el yazısı fontu ile yazılmışlar. Böyle grafiklere karşılık o kadar ucuz duruyorlar ki ilk mektupla karşılaştığımda bir korku oyunundan asla beklemeyeceğim şekilde kahkaha attım. Kahkaha atmak problem değil problem yanlış bir kahkaha atmak.

 Oyunda çok fazla yazım yanlışı var. Hayatımda de –da ekinin ayrı yazıldığını veya de-da bağlacının birleşik yazıldığını çok gördüm ama ikisinin bir arada birbirlerinin yerlerine yapıldığını ilk defa gördüm. Ben oyunların da tıpkı sinema gibi edebiyat gibi sanatsal bir tarafının olduğuna inanırım ve aynı zamanda bir sanatçının sadece bir sanat türüyle asla ilgilenmemesi gerektiğini söyler dururum. Ben size bir haftada üç kitap bitirin veya sergiden sergiye koşun demiyorum ama oyun yapımcıları lütfen sanatla ilgilenin.

 Yine yazı temelinde bir serzenişte daha bulunacağım. Eğer 2017-2018 gibi yıllarda piksel grafikte bir oyun yapıyorsanız hikâye sizin her şeyinizdir. Türk oyun yapımcılarının oyun içindeki Türkçe diyalogları çeviri gibi yapmasından çok sıkıldım. Kendi dilinizde yaptığınız oyuna artık daha etkileyici replikler eklemelisiniz. Sadece diyalog eklemek için diyalog eklemeyin… Hikâye aslında çok etkileyici olabilecek bir yapıda ama yeterince etkilenmeme sebeplerimden biri bu doğallıktan uzak, çeviri hissi yaratan diyaloglar.

Hikâye etkileyici olabilecek desem de hikâye büyük ölçüde etkileyici, fikir güzel. Ufak bir ‘mind fuck’ denenmiş olsa da o kadar da abartılacak bir etki yaratmıyor. Karakterler güzel, farklı.

 Oyunu başları biraz sıkıcıydı ama ortalarına doğru temposu arttı ve beni de içerisine çekmeyi başardı. Özellikle bir yerde odaya girdiğiniz kapı yok oluyor –bu spoiler değil çünkü oyunun her yeri kapı dolu-  o zaman bayağı bir gerildiğimi hatırlıyorum.

Bunlar dışında hemen hemen her şey ortalama ve ortalama üstü skalası arasında gidip geliyor…

 Firewood benim başarılı bulduğum, oynarken keyif aldığım bir oyundu, ekibi bu etkileyici oyundan dolayı kutlarım. Umarım ettiğim bir iki kelam onların da kulağına ulaşır da çok çok daha iyi oyunlarla karşımıza çıkarlar.

Çağlar Paksoy puanı: 7.2/10