Yılın En İyisi? / Disenchantment / Dizi Eleştirileri
The Simpsons, Futurama gibi başyapıtlarda imzası olan Matt
Groening kısa zaman önce yeni bir işle karşımıza çıktı. Elbette –başlıktan da
tahmin edeceğiniz şekilde- Disenchantment’ten bahsediyorum.
Kısa zaman önce
‘’Fragman Yağmuruna Tutulduk’’ başlıklı yazımda Disenchantment’ten şu
cümlelerle bahsetmiştim:
‘’Fantastik evrenler ve saf komedi bir araya geliyor ve ben
bundan oldukça ümitliyim. Simpsonlar dizisini de yapan ekibin imzasını taşıyan
yapım biraz parodi biraz absürt mizah kokuyor.
Evlilik sahnesinden
olsa gerek bana Shrek ve Fiona’nın öyküsünü anımsattı. Sanki bu sefer de Fiona
ve Eşek bir yolculuğa çıkıyor ve biz de onlara ortak oluyoruz.
Disenchantment, bu
koca fragmanlar listesinde benim en ümitli olduğum yapım ve neden bilmem ama
başarısız olmak gibi bir ihtimalleri yokmuş gibi hissediyorum. Karakterlerine
şimdiden ısındım, çizimleri büyük ölçüde sevdim, fragmana gülebildim –bu zor
bir şey-, çıkış tarihini takvimime ekledim… Daha ne olsun?’’
Diziyi birkaç gün önce bitirdim ve fragman hakkında
yazdıklarımın büyük ölçüde arkasındayım… ‘Başarısızlık’ ve ‘ihtimal’ ile ilgili
olan kısımlar hariç.
Disenchantment
başarılı bir dizi fakat ufak kusurları da yok değil, gelin bu yeni diziyi
güzelce masaya yatıralım.
Disenchantment bir
komedi dizisi ve mizah konusunda çok başarılı. Olaylar, karakterler, evren bu
mizah temelinde o kadar başarılı geliştirilmiş ki koca dizi hakkında ne yazsam
diye düşünürken aklıma gelen ilk şey zekâyla dokunmuş mizahi oldu. Fantastik
dünya, parodi, karakteristik özelliklerin bedenden bağımsız oluşunun temsili
mizah içinde ustalıkla eritilmiş.
Övgüyü hak eden bir başka konu ise – benim her zaman
fazlasıyla dikkat ettiğim- karakterlerin başarısı. Her karakter beklediğimin
üstünde başarılı… Luci dışında; Luci bir iblisi başarılı şekilde temsil etse de
benim saf kötülük ve mizah birlikteliğinden beklentim tam olarak karşılanmadı.
Yine de günün sonunda Luci sevdiğim bir karakter ve bunu başarısızlık olarak
nitelendirmeye dilim varmıyor.
Elfo ve Elf köyünün
diğer sakinleri basit ve öngörülebilir esprilerine rağmen beni fazlasıyla
güldürdüler.
Ana
karakterlerimizden Luci ve Bean fazlasıyla nevi şahsına münhasır tipler ve
benzersiz seslendirmelerle karşımıza çıkıyorlar. Elfo da müthiş –belki
diğerlerinden de iyi- seslendirmesine rağmen Luci ve Bean kadar benzersiz bir
kişilik sergilemiyor veya sergilediği farklı kimlikleri henüz yeterince
göremedik. Pek çok dizide karşımıza çıkan saf ve umutlu karakterin yanında
Elfo’nun tabiriyle ‘’Kötü Elfo’’ Elfo’da birazcık daha çok görmek istediğim
taraf.
Bunlardan farklı olarak; kuralları geniş olan, yaşadığımız
dünyadaki gerçekliği sabit tutarak esnetilmiş evrenlere bayılıyorum.
Disenchantment da tam olarak böyle bir evren sunuyor. Yüksek lisans eğitimi
alan devler, mektup taşıyan hindiler, üç gözlü insanlar… Fakat tüm bunların
yanında insanların hala başlarını 360° döndürememesi.
Tüm bu övgülerin
yanında elbette yergilerim de var. Hadi ama benim blogumda her zaman yerilecek
şeyler olur. Neyse… Hadi yermeye başlayalım.
Disenchantment bir
komedi dizisi fakat ilk bölümden itibaren aklıma sinir bozucu soru işaretleri
yerleştirdi. Bir komedi dizisinde soru işaretlerinden haz etmesem de belli
oranda gizeme de hayır demem fakat Disenchantment tam bir bilinmezlik çukuru,
bilinmezlik çok fazla… sinirimi bozacak kadar. Üstelik bu soru işaretleri
çözüme ulaşmak yerine bir kartopu gibi büyüyerek ilerliyor. Umarım diğer
sezonlarda elimizde daha az soru işareti olur ve hâlihazırda beynimize yerleşen
gizemler de biraz da olsa çözülür.
İnceleme yazmak için
diziyi bir kez daha izlediğimde Türkçe seslendirmesinin biraz kötü olduğunu
fark ettim. Bu kötülüğün sanatçılardan kaynaklı bir hata olmadığını
belirtmeliyim. Elfo dışında herkesin sesi en az orijinali kadar başarılı.
Bahsettiğim hata çeviri ekibinin hatası. Diziyi taze bitirmişken yeniden
izleyince pek çok espriyi aklınızda tutmuş oluyorsunuz fakat ben Türkçe
dublajda pek çok esprinin es geçildiğini fark ettim. Umarım Netflix Türkiye
ekibi bir dahakine daha dikkatli davranır.
Diziye dair en büyük
hayal kırıklığım ise dizinin bir şekilde yeni bir şey sunmadığını hissetmem.
Sanki daha önce izlediğim aynı kategorideki dizilerden çok da bir farkı yok. Bu
eleştirime katılmamakta veya ciddiye almamakta özgürsünüz zira bu eleştirimin
sebebinin Disenchantment ile aynı türdeki – komedi, animasyon, parodi- eserleri
fazlasıyla tüketmem olduğunu düşünmekteyim.
Disenchantment bu yılın en başarılı işlerinden biri ve yeni
sezonunu şimdiden heyecanla bekliyorum. Olumsuz eleştirileri kulak ardı edin ve
bu başarılı diziyi izlemeye başlayın.
IMDb Puanı: 7,4/10
Çağlar Paksoy Puanı: 9,1/10
Yorumlar
Yorum Gönder