Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Zamanlar Favorimdi / Doğruluk Kılıcı Serisi

Resim
Doğruluk Kılıcı Serisi Ağustos 1994'ten bu yana hayatımızda. 25 yıla yakın süredir devam eden seri ne zaman tamamlanır bilinmez ama bu süre zarfında pek çok macera atlattığı ortada: bazen bizzat yazar seriyi kullanarak korsanla savaştı, bazen seri Yeni Zelanda'ya taşınıp beyaz perdeyle buluştu. Bu yazımızda tüm dedikoduları bir kenara bırakıp bir dizi ve bir edebiyat ürünü kimliği çerçevesinde Doğruluk Kılıcı serisini konuşacağız. Seri 1994 yılında raflarda boy göstermeye başlasa da dizimiz -Türkçe adıyla Arayıcının Efsanesi- Kasım 2008 'de ekranlarda yer edinmeye başladı. 2012 yılında ise ülkemiz televizyonları dublajlı şekilde diziyi Türkiye'ye taşımış oldular. Oğlak Yayınları 2000'li yılların başında serinin ilk kitabını Türkçeye çevirdiyse de ilk kitaptan sonra serinin daha fazla sesi soluğu çıkmadı. Ta ki 2016 yılına kadar... Büyük bir bekleyişten sonra Pegasus yayınları serinin yayın haklarını satın aldı ve dizi tozlu mahzenlerden çıkarılarak yeniden Tür...

Big Mouth 2. Sezon / Sonundaa / Dizi Eleştirileri

Resim
Big Mouth’un yeni sezonu kısa süre önce Netflix’e eklendi. Kısaca ‘’ilginç’’ olarak tanımlayacağım bu sezon üzerine elbette söyleyecek bir iki sözüm var.   Şimdiden söylemeliyim ki bu yazı bolca spoiler içeriyor olacak. Zaten Big Mouth izlememiş olsanız bu yazıda işiniz ne? Yargılamıyor ve size Big Mouth hakkında yazdığım eleştiriyi okumayı öneriyorum.   Hadi Başlayalım.   Bu sezona dair en büyük eleştirimle başlamak istiyorum. Big Mouth bir komedi dizisi fakat bu sezon ‘’komedi’’ hissettiğim üçüncü, belki de dördüncü temaydı. İçten bir gülüşü o kadar az hissettim ki bu diziden sadece komedi bekliyor olsam ikinci bölümden izlemeyi bırakır ve kısmen bir hata yapmış olurdum. Çünkü dürüst olmak gerekirse Shame Wizard’ın rol çalmadığı bir iki bölüm dışında komedi son bölümlere doğru giderek artıyor.   Peki dizide komedi dışında neler vardı? Makul seviyede beden olumlama, sınırını aşmak üzere olan –şükür ki aşmamış- depresyon, utanma, başkası adına uta...

10 Adımda Daha Eğlenceli Dead Cells / Oyun Rehberleri

Resim
Uzun zamandır bu bloga yeni bir şeyler yazmıyorsam bunun sebebi Dead Cells’dir. Üç haftadan uzun süredir Dead Cells oynuyor ve başarısı karşısında büyüleniyorum.   Bu üç haftalık süreçte sık sık acaba Dead Cells ile ilgili eleştiri, tanıtım niteliğinde bir şeyler yazsam mı diye düşünsem de elim bir türlü kaleme gitmedi. Belki de cesaret etmedim.   Bugün ise uzun zamandır yapmak istediğim bir şeyi yapıp bir oyun rehberi hazırlayacağım. Böylece haftalarımı gömdüğüm Dead Cells ile ilgili bir içerik çıkarmış ama aynı zamanda yapmak istemediğim bir şeyden de kurtulmuş olacağım.   Hadi başlayalım.        1) Sabırlı Olun   Dead Cells keşfetmeye, deneme- yanılmaya, gelişmeye bağlı bir oyun. Emin olun oyundan aldığınız zevk oyunu ilk kez bitirdiğinizde değil, gerçekten geliştiğinizi ilk kez hissettiğinizde zirveye çıkacak.   Sabırsız, keşfetmekten haz duymayan, ölüp ölüp en baştan başlamaya katlanamayan biriyseniz Dead Cells ...

Yılın En İyisi? / Disenchantment / Dizi Eleştirileri

Resim
The Simpsons, Futurama gibi başyapıtlarda imzası olan Matt Groening kısa zaman önce yeni bir işle karşımıza çıktı. Elbette –başlıktan da tahmin edeceğiniz şekilde- Disenchantment’ten bahsediyorum.   Kısa zaman önce ‘’Fragman Yağmuruna Tutulduk’’ başlıklı yazımda Disenchantment’ten şu cümlelerle bahsetmiştim: ‘’Fantastik evrenler ve saf komedi bir araya geliyor ve ben bundan oldukça ümitliyim. Simpsonlar dizisini de yapan ekibin imzasını taşıyan yapım biraz parodi biraz absürt mizah kokuyor.   Evlilik sahnesinden olsa gerek bana Shrek ve Fiona’nın öyküsünü anımsattı. Sanki bu sefer de Fiona ve Eşek bir yolculuğa çıkıyor ve biz de onlara ortak oluyoruz.   Disenchantment, bu koca fragmanlar listesinde benim en ümitli olduğum yapım ve neden bilmem ama başarısız olmak gibi bir ihtimalleri yokmuş gibi hissediyorum. Karakterlerine şimdiden ısındım, çizimleri büyük ölçüde sevdim, fragmana gülebildim –bu zor bir şey-, çıkış tarihini takvimime ekledim… Daha n...

Önerecek Filmlerim Var / Bollywood

Resim
Bollywood, Hollywood sonrasındaki belki de en büyük sinema. Bir sinemasever olarak, ben de eskisi kadar olmasa da Bollywood filmlerinin büyük bir hayranıyım.   Bugün sizlere My Name is Khan, 3 İdiots, Taare Zameen Par gibi kardeşlerinin gerisinde kalmış ama benim gönlümü kazanan filmlerden oluşan, geniş bir tema spektrumuna sahip, en kısa sürede tüketilmesi gereken bir liste hazırladım. Keyifli Okumalar. 1) Black   Black, hem görme hem de işitme engelli bir kadının ve onun öğretmeninin hikâyesini anlatıyor. 2005 yapımı film için, beni Rani Mukherjee' ye âşık eden film diyebilirim.   Oyunculuklar o kadar başarılı ki Hint Sinemasının bel kemiği sayılabilecek Amitabh Bachchan bu filmde benim gözümdeki en başarılı oyunculuğunu ortaya koyuyor. Film 2013 yılında Benim Dünyam adıyla Türk Sinemasında yeniden işlendi. Ne yazık ki ben ülkemiz versiyonundan orjinali kadar -hatta hiç- etkilenemedim. Filmi izlerken dramı sonuna kadar yaşayacak, filmin sonunda ise...

Favori Otelim? / Otel Transilvanya 3: Yaz Tatili / Film Eleştirileri

Resim
Bu bloga birkaç kez gelmişseniz animasyon filmlere karşı olan pozitif hassasiyetimi fark etmişsinizdir.  Otel Transilvanya Serisi de büyük kardeşleriyle yarışabilecek kadar iyi olmasa da özellikle ilk filmiyle çoğumuzun gönlünü çelmeyi başaran bir animasyon film serisi.  Bilmem haberiniz var mı ama Otel Transilvanya Serisi'nin Otel Transilvanya 3: Yaz Tatili adlı filmi şu sıralar sinemalarda.  Uzun süredir sinemaya gitmediğimden geçen günlerde bir andan sinemaya gitmeye karar verdim. Vizyon filmlerinden bihaber olduğumdan elimdeki liste pek iç açıcı değildi ama beklentimi düşürüp Otel Transilvanya 3'e bilet almaya karar verdim.  Beklentimi neden düşürdüğümü açıklamalıyım: Eğer bir animasyon filminin adında Yaz Tatili,  Yılbaşı, Paskalya gibi ifadeler varsa o filmin başarılı olma ihtimali yok denecek kadar azdır. Buna ister önyargı ister deneyim deyin... Ben ikincisini tercih ederim.  Filmimiz yıllardır otel çıkmamış Drakula'nın bir gemi tatilin...

Fragman Yağmuruna Tutulduk / Fragman İncelemeleri

Resim
Geçirdiğimiz birkaç hafta fragmanlar açısından oldukça verimli bir dönemdi. Ben de bu fragmanlar ve fragmanların ait olduğu yapımlar hakkında görüşlerimi, beklentilerimi kısa kısa aktarma kararı aldım. Castlevania 2. Sezon Fragmanı   Müthiş çizimler yine aklımı başımdan aldı. Ölü bir insandan kan içen vampirin animasyonu saymazsak tabi.   Castlavenia bu sezonda animeye daha çok karakter ekleyecek gibi duruyor. Bu doğru bir adım zira hikâye genişlemeye ihtiyaç duyuyordu.   Içimden bir ses bu sezonu ilk sezon kadar beğenmeyeceğimi söylese de o sesi susturmaya çalışacağım. Bir açıklama var mı yok mu bilmiyorum ama seriden en büyük isteğim ilk sezondan daha çok bölüm olması. Shazam Çok beğendim. Shazam karakterine sebepsiz bir sempati beslemem bir yana fragman oldukça güzel olmuş. Filme giderken bir komedi filmi beklentisiyle gideceğim, muhtemelen beklentimi karşılayamayacak ama yine de kalitesiz komedi izlemekten oldukça keyif alabilen birisi o...

Pubg'den Öncesi / Ölüm Oyunu / Kitap ve Film Eleştirileri

Resim
1999 yılında ilk baskısını yapmasına rağmen günümüz oyun dünyasına etki eden bir kitaptan ve keşke sadece oyun dünyasına etki etseydi dedirten bir filmden bahsedeceğiz bugün. Özgün adıyla Battle Royale, Türkçe ismiyle Ölüm Oyunu…   Ölüm Oyunu, söylentilere göre Açlık Oyunları serisinin esin kaynağı, resmi açıklamalara göre de günümüz oyun piyasasını kontrol altında tutan battle royale oyunlarının –belki de- en büyüğü Pubg’nin yapılmasına vesile olan edebiyat ürünü.   Açlık Oyunları serisini yıllar önce silip süpüren ben Pubg ortalarda yokken Ölüm Oyunu’nu okumayı aklıma koysam da tüketmek şimdilerde günaşırı battle royale oyunlarının çıktığı dönemde nasip oldu. Uzun lafın kısası Açlık Oyunları serisini daha çok beğensem de Ölüm Oyunu da oldukça iyi bir kitaptı. Japon Edebiyatı’nın klasiklerinden kabul edilen kitap, hükümetin isteği üzerine düzenlenen katliamı konu alıyor. Her yıl 9. Sınıfa geçmiş bir sınıf öğrenci bir adaya kapatılıyor ve son kişi kalan...

Benden Size Anime Önerileri / Yeni Klasör

Resim
Geçen yıl bir arkadaşımla 'animeler' hakkında sohbet ederken kendim hakkında bir şeyler fark ettim. Bir an kendimi "Aman Allah'ım, ben anime izleyen bir bireyim" diye fısıldarken buldum. -kelimesi kelimesine böyle denediğimi siz de benim kadar iyi biliyorsunuz ama buna yakın bir şeydi.-  Bu itiraf beni oldukça şaşırttı çünkü yıllarca kendimi 'arada sırada anime izleyen, anime kültüründen bihaber bir genç' olarak tanımlıyordum...  Bugün size bu fark edişten sonra anime önerisi isteyen arkadaşlarıma yaptığım gibi tavsiyelerde bulunacağım. Castlevania Bu blogun dizi tarafı kadar oyun tarafını da okuyorsanız muhtemelen  Castlevania oyun serisinden haberdarsınızdır zira dizisi anime dünyasında pek bilinmese de oyun serisi 1986 yılından bu yana bizlerle ve oyun dünyasında hakkı sayılır bir görünürlüğe sahip.  Tüm bu görünürlüğe rağmen bu yazı oyundan bağımsız olacak çünkü oyunu ben de oynamadım. Her ne kadar fantastik bir temada gelişse de anime; ...